Tuesday, February 27, 2007

Üfürükten-köpükten

Bugün mail kontrol ederken, üç kadının Irak'ta idam edileceğini öğrendim ve durumu protestoya çağrı mesajı ile karşılaştım. Hergün ortalama 30+40+.... insanın, kadın-erkek-çocuk fark edilmeksizin öldürüldüğü katliam ülkesinde bu kadınların idam nedeni nedir? Beyan edilen sebep tipik dava açıklaması;"halkın refahına karşı suç" işleniyor olması. Sıradan ve geçiştirme bir açıklama. Boşanma davalarında da; 'şiddetli geçimsizlik, kültür, fikir ve yaşam farkı var' denilmesi gibi. Bu kadınların idam nedenini, mevcut medya açıklamalarından daha fazlasıyla bilen var mıdır?
Kadınlar ve çocuklar; en kolay ve bozuk para gibi harcanabileceği düşünülen varlıklar sanırım. Elbette hayvanlar ve bitkilerden sonra. Harcayanların kadınlar olabilmesi de, olayın dramatikliğini arttırıyor. Tüm ziyanların ardındaki temel nedeni araştırsak; nefsi-meta bağımlısı sebepleri bulacağız. İnsandır; yaşamının devamı için değil-zahiri zevkler ve gel geç olanlara kulluk sebebiyle, olur olmaz kıyımlar, kıyametler, felaketler yapanlar. Özetle; üfürükten-köpüktenler için kaybettik; zahmetle yetiştirilen, özenle yaratılan, eşsiz sanat eseri ve değerli olanları (insanları, ormanları, yok olan bitki-hayvan türlerini, v.b.). İsyanım var; kıyımlara, 'kadının ve çocuğun' yanlızlığına, kendi kendilerini bile sahiplenmeyenlere, herkesden önce birbirlerini yiyip bitirenlere, tüm bunları yaşarken susup kuytusunda gölgelenenlere.......

Thursday, February 22, 2007

Yaşama dair günden gelen

Günden gelen mısralar; hayata dair, yaşama dair.

Hülya

İnsanlar ve insanlar,
Ve insan olmayı bilemeyen canavarlar;
Yaşamı farklı kollardan sarmışlar.
Çeşit çeşit saldırılarla ruhları ve canları yarmışlar.
Sanmasınlar ki, kalır onlara dünya!!
Sanmasınlar ki, yok oluşları hülya!!
Saltanatlar baki kalmaz,
Niyetler halis olmazsa.

Fiko (Fatıma İrem KONYALIOĞLU) 22.02.2007

Hatırlarmısın vardı Tombi, Olsun Biraz da Hobi :)

Merhaba

Hatıralarımı canlandıran ve tebessüme vesile balıkçılıkla ilgili bir haber okuyunca, değerli ilham melekleri uğradılar. Bir iki mısra bırakıp ruhumu mesut kıldılar.

Oltalar fora

Kahveler termosda.
Arkadaşının sohbeti, çayla.
İster sülükle, ister Sardalye ile avla,
Felekten bir günü, balıkta tavla :)
Fiko (16.02.2007, Fatıma İrem KONYALIOĞLU)

Tuesday, February 13, 2007

İyi günde, kötü günde

Can dostlarımdan biri, birkaç günlüğüne İstanbul’a geldi. Sıkıntılı olduğum anlarımdaydım ve yanımda olmak istedi. ‘İyi günde, kötü günde ve her zaman’ benimleydi. Pek çok güzellikleri, zor gelenleri; iki kız kardeş, iki yoldaş olarak yaşamıştık. Düşündüm; geride bıraktığımız seneleri, birlikte gülüp, birlikte ağlayışlarımızı, sırlarımızı ruhlarımızla kaplayıp, ebedileşecek kardeşlik bağımızı i.. Dostluğumuz içten ve özden bir muhabbetle başlamıştı, sevgiyle ve samimiyetle yoğrularak haslaşmıştı. Yeri geldi, sefamızı çektik, zaman oldu; cefada birlikteydik. Eleştiren de, seven de bizdik. Yaradan dan ötürü yaratılanı sevmiştik ve karanlık gecede, insan suretinde yıldızı olanlardandık. Sevgililer günü kutluyor insanlar. Kutlasınlar. Moda olduğu için değil, birileri yönlendiriyor veya tüketim toplumundan esinlendik diye değil; insanca sevilebildiği için kutlansın, ‘Sevgililer Günü’. Sadece cinsiyet unsurlarıyla kısıtlandırılmadan, tüm muhabbet kaynaklarını içeren şekilde kutlansın. ‘İyi günde, kötü günde ve ebediyette de birlikteyiz’ diyebilenler için kutlansın. Gönül, insanlığın böylesi sevgileri; hayat arkadaşları, eşleri ve tüm sevenleriyle yakalayabilmesini istiyor.
Bu yazıyı yazdıracak hissiyata vesile olan kişinin de, böylesi hissiyatları yaşattıran tüm sevdiklerim ve sevenlerimin de; sevgililer gününü kutluyorum. Sadece bir gün değil, her gün onlara sevgimi yaşatabilmeyi istiyorum. Tüm bunları yaşananlar şükrediyorum ve ne kadar da şükretsem yetmez biliyorum.

F.İrem KONYALIOĞLU, İstanbul

Tuesday, February 6, 2007

Birden ve günden

Dün akşam yolda giderken, bir sohbet sırasında geliveren bir iki mısrayı paylaşmak istedim. Günden ve toplumdan ruha inenlerin bir çıktısı.

Neredeyiz?

Hüsran iklimindeyiz
Acılar içine sevk olmuşuz da, bilmemekteyiz.
Zehri alıp dursak ta, halimizi fark eder miyiz?.

Ziyanlarla solan çiçekler gibi kuruyup gitmesin hayat,
Bunun yarını da var bilerek, idrak edilmeli her an ve her uğrak.

Gelene selam, gidene vuslat,
Feyzine varmak gereken nimetmiş; ömür denilen seyahat.

05.02.07 FIKO (Fatma İrem KONYALIOĞLU)

Birlikte

Bu hayatta önemli olan: Birlikte kazanabilmek!! Birileri zayıf olduğu için değil; mertçe,yiğitçe, yetkinlikleri ve vasıfları değerlendirebildiği için kazanabilmek. Etrafındakiler, elde olmayan sebeplerle yıkılıp dibe vurduğunda; 'Varsın, aynı anda çizgiyi göğüsleyelim' diyerek, düşeni kaldırıp 'biz benden ehvendir' diyebilmek.Misal; bir koşu yarışı olsun. Başarı; düşenleri yenmek veya düşürerek yenmek değildir.Başarı; eşit koşullarda olabildiklerine fark atıp ipi göğüsleyebilmektir.

Birlikle kazanımlar dolu olsun ömrümüz.

F.İrem KONYALIOĞLU